DERS KONUSU TAŞ
Genç yaşta hayata atılmıştı Hamdi. Herkesin tanıdığı bizim “Kuyumcu Hamdi” Liseyi bitirince artık bilmediği kıymetli taş, yaptıramayacağı yüzük, bilezik, kolye yoktu. Dükkanın yönetimide tamamen onundu.
***
Birgün üç öğretmeni,önce vitrinlere baktılar ve içeri girdiler.
-Buyrun hocam, ne arzu ettiniz?
-Şöyle taşlı yüzüklere ve fiyatlara bakacağız Hamdi. Örneğin şu vitrinin önündeki nasıl?
-Hocam o bildiğiniz gibi pırlanta Güney Afrika’dan çıkar Belçika’da işlenir dünyaya dağıtılır. Karatı şöyle, rengi böyle…
-Peki Hamdi Banada şu vitrinin köşesindeki kırmızı taşlıyı çıkarırmısın?
-Hocam o yakut Hindistan’dan çıkar ve dünyaya diğer renkli taşlar gibi
burada işlenerek dağılır v.s….v.s….
-Hamdi,Hamdi,şunu şu yan taraftaki maviyi soracaktım?
-Bi saniye onu da çıkarayım.Bu firuze.İran taşıdır.v.s…v.s….
-Birde şuna bakabilir miyim?
-Hocam vitrinin altındaki mi?
-Evet Hamdi yeşil olan.
-Hocam bu zümrüt, Kolombiya’dan çıkar.v.s….v.s…..
-Hocanımlar bakar mısınız bu nasıl?
-Fena değil ya benimki?
-Diğeri daha iyi idi.
Saatler geçiyor sorular ve beğenmeler bitmiyordu.Hamdi bunaldı.
Bir sağına bir soluna baktı. Vitrin boşalmış, tezgahın üstünü yüzük tablaları kaplamıştı. Sabrı da taşmıştı. Birden durdu ve hocalarına;
-Hocam, taş öğretme dersi bitmiştir. Bundan böyle dersler
randevu ile verilecektir. Güle güle, güle güle ve de teşekkürler…