Manşet gazetesinde tekrar yazmaya başladım. Bana ve milletimize hayırlı olur inşallah.
Üç senedir yazmıyorum.
Bi sebebi yok aslında. Bilmiyorum belki de çok sebebi var..
Pandemi, Pandemide 65 yaş üstü olmak, işsizlik, beraberinde parasızlık yoruyor insanı. Yoruldum; yorgun düştü gönlüm. Bir de yalnızlık var ya; böyle zamanlarda hiç çekilmiyor..
Hayatım boyunca hiç politize bir insan olmak istemedim.. Hele hele politik yollardan makam mevkii sahibi olmayı hiç düşlemedim.. Ama ilk gençlik yıllarımdan itibaren de bir şekilde Türkiye ve dünya politikalarını izlemekten de geri kalmadım. Çünkü dünyanın gidişatını politika ve politikacılar belirliyordu. Politikacı olmasam da gidişatı politikacılar belirlediği için; politikayı bilmek, politikacıları izlemek özel görevim oldu sanki..
Kendimi ifade etmeye başladığım ilk günlerden itibaren yolumu aydınlatan, doğru bildiğim tek şey, amasız fakatsız Atatürk ve onun fikirleri oldu..
Yetmişli yıllarda öğretmen okulunda okurken, gericiler Atatürk’e “beton Kemal” derken kendini "devrimci" olarak adlandıranlar da “burjuva Kemal” diyorlardı. Gökçeada Öğretmen Okulunda okurken Atatürk’ü unutan bir Türkiye’nin asla çağdaş, gelişmiş bir ülke olamayacağına inandığım için Atatürk’e olan inancımdan vazgeçmedim.. Atatürk hayatımın her döneminde ışığım yol göstericim oldu.
Hala da inandığım tek adam yol göstericim olmaya devam ediyor..
Rozet Atatürkçüsü olmadığım gibi Atatürk’ün olmadığı hiç bir yerde bulunmadım. Hele hele Atatürk'e iki şarhoştan biri diyen adamı hiç sevemedim. Hala da sevmiyorum..
Bana göre Türkiye'nin en büyük sorunu cehalet. Osmanlı döneminde okuma yazma bilenlerin oranı yüzde onlar civarındaydı.. Bu yüzde onun yüzde sekseni de gayrimüslimler idi. Yani Osmanlıda yüz kişiden onu okuma yazma biliyordu, bununda sekizi gayrimüslim ikisi Müslümandı.
İşte Mustafa Kemal Atatürk 29 Ekim 1923’de cumhuriyeti ilan ettiği zaman cehaletin egemen olduğu bir ülke vardı..
İlk büyük aydınlanma harf devrimiyle oldu. Türkler ilk defa okuduklarını anladıkları bir alfabeye kavuştular. Latin alfabesi sayesinde okuma yazma oranı önce kendiliğinden arttı.. Sonra da Köy Enstitütüleri sayesinde on yıl gibi bir zamanda üstelik de ikinci dünya saavaşında bütün dünyada savaş varken, ülkenin yarıdan fazlasına okuma yazma öğreterek büyük bir başarı kazanarak arttı..
Türkiye bu sayede ünesco’dan Dünya kültürüne hizmet ödülü almıştır.
Tekrar yazıyor olmak çok güzel.
Hele 14 Mayıs’ın 2023 yılı cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimlerinin tarih olarak belirlenmiş olması “yazmayla ilgili duygularımı kamçılamaya başladı” desem yalan olmaz..
Hadi hayırlısı..
Makale Yazısı-
Manşetten ikinci kez merhaba..
Yazar Mehmet KORKMAZ - Mesaj Gönder --- Okunma
Yorum yazarak Marmaris Manşet Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmaris Manşet hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Marmaris Manşet editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Marmaris Manşet değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Marmaris Manşet Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmaris Manşet hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Marmaris Manşet editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Marmaris Manşet değil haberi geçen ajanstır.