ŞEFFAFLIK NEREDE

Aşı konusu gerçekten de, hem beklenir hem de kuşku duyulur bir hal aldı. Ülke olarak malum salgının gittikçe azaldığı söylenen bir zaman da tüm ülke vatandaşlarının gözü aşı bekler oldu.

Söylenenleri gerçek olsaydı an itibarıyla, ülkemize elli milyon doz aşı gelmiş ve de yirmi beş milyon vatandaşımız aşılanmış olacaktı.

Şu an itibarıyla bir milyon vatandaşımızın bile aşılanma işlemi bitmiş değil.

Yetkiliklere soruyorum, aylardır gelmeyen aşılarla ilgili şeffaflık gereği, gerçekler vatandaşlarla paylaşılamaz mıydı?

Her şeyden önce musibet salgınla mücadele el ele yapılmadı mı, yapıldı. Hala atmış beş yaş üstü vatandaşlar ev mahkûmu. Milyonlarca iş yeri, milyonlarca çalışan geçim mağduriyeti içinde mi evet içinde.

Ülkemiz, hava, kara, deniz ticaretinde zorluklar içinde değil mi?

Turizm sektörü, SOS vermedi mi?

Dış gelirler azaldı, iç piyasalar kredilerle dönmüyor mu?

Sosyal yardımlar hak getire, karşılıksız teşvikler, deve de kulak, yarınına her vatandaş şüphe ile bakıyor genel anlamda özlü olarak durum böyle iken neden aşı konusundaki, lehte ve aleyhte gerçekler vatandaşlarla paylaşılmıyor.

Türk milleti fedakârdır, cefakârdır, her durumda başta ülkesini düşünür. Vermiyorsa veremiyorsa aşı bize, durumun tüm gerçeklerini öğrenebilse vatandaş, inan ki, bir bardak suyu şifa diye içer, bir avuç unu haftalarca idare eder, ülkesini ve yöneticilerinin arkasında ölümüne durur.

Geçmiş dönem savaşlarına bakın, bu da yüz yılımızın savaşıdır ve adı da aşı savaşıdır. Böyle bir durumda, vatandaş ölümüne düşmanları dökmüşse denize, salgınla mücadelede de, deri yapar maskeyi yüzüne, kimsenin kuşkusu olmasın. Yeter ki doğru anlatılsın, yeter ki inandırılsın ülke insanı, bakın o zaman musibet salgınla nasıl baş ediliyor.