SEHA L. MERAY
Marmaris Tatil Köyü çamların denizle kucaklaştığı, denizi çam, çamı deniz olan bir yerdi. Çamlar arasında bungalovlar, yemekhane, dinlenme ve eğlenme yerleri, akşam disko, muhteşem, gerçek tatil köyü. Tatil köyü turizm bakanlığına bağlı olduğu için Ankara’lı bürokratlar, değerli hocalar yer bulabilir ise Marmaris sevdalıları burada tatil yaparlardı.
Muharrem abimiz tüm gelen gidenleri tanırdı. Küçük butik dükkanında gazete, bijuteri, şile bezi gömlek, mayo, terlik v.s yok yoktu. Yusuf onun iyi arkadaşlarından biriydi.
-Yusuf, bugün profesör Seha bey ile tanıştım.
-Kimmiş o efe?
-Devletler hukuku profesörüymüş. Mükemmel bir kişi. Hanımı da galiba İngiliz.
-Eeee
-Hölee hem gezelim, hem balık tutalım dedi. Profesör buraları çok sevmiş.
Profesör Seha L. Meray Marmaris’i de kapsayan ilk mavi tura çıkanların içindeydi.
-Yusuf, sen piyadeyi erkenden iskeleye getir, aman geç kalma ayıp olur söz verdim.
-Tamam, sen merak etme, akşam diskoda fazla oyalanmam. Sende erken yat.
-Okey
Tertemiz piyade, pancar motor çalışır vaziyette. Baştankara iskeleye yanaşmış, dümende Yusuf, başta ipten tutan Muharrem
-Fazla beklemeyiz hoca şimdi gelir.
-Günaydın çocuklar, valla zahmet olacak size
-Günaydın hocam, buyrun, buyrun
-Biraz bekleyelim, Elizabet’te gelmek istedi.
Bir sigara yaktı, dereden tepeden sorular, ehh sigara bitti. Bir sigara daha yaktı.
-Hocam çok sigara içiyorsunuz
-Çocuklar, kitap okuyarak karısını bekleyenler filozof olmuş, sigara ne ki , sigara ne!