Hepimiz biliyoruz ki uygulamaya geçirilen Değerli konut Vergisi, varlık vergisinin su yüzünde görünen kısmıdır. Gerisini ne sen sor ne de ben yazayım.
Bana göre değerli konut vergisi, kanal İstanbul’un finans kaynağıdır. Yeter mi derseniz, yapılacak uyarlamalar ile ikinci bir İzmir Antalya kanalına bile yeter.
Elde avuçta kalmadı, ülke takı’larımızı değerlendirip kaynak yaratıyoruz.
Olağanüstü bir durum olurda bu vergi yetmez ise bence varlık vergisi o zaman gündeme gelebilir.
Ancak yatırım sonucu ne olur derseniz onu şimdiden sezebilmek ve öngörüde bulunabilmek imkânsız denilebilir. Yatırım dedim de Nasrettin hoca fıkrası geldi aklıma sizlerle paylaşmak istedim.
Hoca, dara düşünce eşeğini pazara götürüp satışa çıkarmış. Ama hayvana bakan bile olmamış. Nihayet hayvan alım satımında usta bir cambaz kendisine yaklaşmış ve başlamış hayvanı muayeneye:
— Hiç de iyi hayvan değil… Çok yaşlı… Kemikleri fırlamış… Ne insan taşıyabilir, ne de yük… Tırnakları da karıncalanmış.. Hasta bu hayvan… Haftaya kalmaz, ölür… Ama buralara kadar zahmet etmişsin, senin hatırın için on akçe vereyim. Hep para kazanmak olmaz ya.. Kiminin parası, kiminin duası… Sen de hoca olduğuna göre dua edersin bana.
Hoca, eşeğine karşılık otuz akçe alabileceğini umarken bu derece düşük bir fiyatla karşılaşınca, bozulmuş, yalvarıp yakararak adamı güçbelâ on beş akçeye razı edebilmiş.
Cambaz parayı verip de eşeği alır almaz, başlamış yüksek sesle övmeye:
— Haydi, eşek almak isteyen var mı? Eşek değil, rahvan at mübarek! Halis Kıbrıs eşeği… Yörük atları bile yolda bırakır… Genç, sağlam bir hayvan… Ağzı var, dili yok… Katırın taşıyamadığı yükü taşır.
Hemen alıcılar etrafını çevirmiş. Başlamış teklifler yağmaya:
— Yirmi beş akçe vereyim!
— Ben otuz akçe veririm!
— Allah için güzel eşek! Otuz beş akçe…
— Ben kırk akçe veriyorum.
— Ben kırk beş!
Hoca eşeğine çıkan müşterileri görünce, hemen kesesine davranmış:
— Durun! Ben elli akçe veriyorum! Diyerek cambaza paraları saymış ve on beş akçeye sattığı eşeğini elli akçeye satın alarak evine götürmüş.
Evde, karısı “Ne o Efendi, satamadın mı hayvanı?” diye sorunca, şu cevabı vermiş: Ne diyorsun hanım? Meğer bizim eşeğin ne meziyetleri varmış da haberimiz yokmuş. On beş akçeye sattıktan sonra bunu sattığım cambazdan öğrendim. Eğer elli akçeyi saymasaydım eşek gidiyordu elden…
Yorum yazarak Marmaris Manşet Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmaris Manşet hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Marmaris Manşet editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Marmaris Manşet değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Marmaris Manşet Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmaris Manşet hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Marmaris Manşet editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Marmaris Manşet değil haberi geçen ajanstır.